TÜSİAD’ın 48. Olağan Genel Kurulu’nda OHAL’in kaldırılması talebi öne çıktı. Bilecik, demokrasi için atılması gereken ilk adımın OHAL’in kaldırılması olduğunu ifade etti. Öte yandan TÜSİAD adını değiştirdi, Türk Sanayici ve İşadamları Derneği yerine “Türk Sanayici ve İşinsanları Derneği” adını aldı.İlişkili Haberler
TÜSİAD’ın 48. Olağan Genel Kurul Toplantısı İstanbul Intercontinental Oteli’nde düzenlendi.
Toplantının açılışında 1971-1979 yılları arasında TÜSİAD’ın ilk başkanlık görevini üstlenen merhum Feyyaz Berker için bir anma töreni gerçekleştirildi.
“2018 Yılına Girerken Türkiye ve Dünya Ekonomisi” başlıklı rapor, TÜSİAD 48. Olağan Genel Kurulu’nda katılımcılarla paylaşıldı.
Raporda, 2018’de Türkiye ekonomisinde büyümenin ihracat ve iç talep arasında nispeten dengeli olacağının beklendiği belirtildi.
Net dış talebin büyümeye sınırlı pozitif bir katkısının olacağı tahmin edilen raporda, buradaki temel belirleyicilerin; Avrupa Birliği (AB) ekonomisindeki büyüme, petrol ve diğer ham madde fiyatlarında artış ve bölgesel jeopolitik riskler olacağı bildirildi.
Kurdaki artışın enflasyonu artıracağı ve tüketici güvenini olumsuz yönde etkilemeye devam edeceği, vergi artışlarının da tüketimi kısıtlayabileceği öngörülen raporda, bu nedenle özel tüketimdeki artışın sınırlı olacağı tahmininde bulunuldu.
“SON KEZ UZATILMIŞ OLMASINI TEMENNİ EDİYORUZ”
Toplantının açılış konuşmasını TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan yaptı. OHAL’in yabancıların yatırım kararlarını olumsuz etkilediğini söyleyen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, “OHAL’in son kez uzatılmış olmasını temenni ediyoruz” dedi. Özilhan ayrıca, “Üretmeden tüketiyoruz, tüketmek için borçlanıyoruz” eleştirisini yaptı.
“OHAL SON BULMALI”
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik yaptığı konuşmada, “Acilen demokrasi ortamına dönmemiz en doğrusudur. Bu nedenle atılması gereken ilk adım OHAL’in son bulmasıdır” dedi.
Konuşmasında “Demokrasiyi bozdurup bozdurup kullanamazsınız” ifadesini kullanan Bilecik, Fransa’nın Türkiye’nin AB ile üyelik süreci ile ilgili “üyelik yerine başka bir yol bulunması” açıklamasını eleştirerek, “Brexit örneği AB dışı kalmanın maliyeti hakkında herkese fikir verdi” dedi.
“AB İLE MÜZAKERELER FİİLEN İLERLEMESE DE SÜREÇ RESMEN KOPMAMALI”
Bilecik, “AB ile müzakereler fiilen ilerlemese de süreç resmen kopmamalı, tam üyelik perspektifi korunmalı. Daha olumlu siyasal koşullar oluşana kadar entegrasyon devam etmelidir” dedi.
Toplumda AB üyeliğini isteyenlerin oranının yüzde 70’ler seviyesinde olduğuna dikkati çekerek, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu hayli yüksek rakamın bize işaret ettiği mesaj, her şeye rağmen Türk toplumunun sosyal standartları ileri, refah seviyesi yüksek, demokratik bir hukuk devletinde yaşama iradesinin ne kadar güçlü olduğudur. Türk toplumu çok iyi bilir ki ‘göstermelik demokrasi’ diye bir şey yoktur. Demokrasi altın kadar kıymetlidir ama çeyreği de yarımı da olmaz. Demokrasiyi bozdurup kullanamazsınız. Sayın Cumhurbaşkanımızın Paris ziyaretleri sırasında Fransa Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin üyelik sürecinin, tamamen değilse bile demokrasi kalitesinde yükselme işaretleri görülene kadar sona erdiğini söyledi. Üyelik yerine Türkiye ile yeni iş birliği yolları, yöntemleri bulunması gerektiğinden bahsetti. Bu tür ikinci sınıf konumlandırma, ülkemizin küresel siyaset dengeleri ve ekonomik rekabet menfaatleri açısından olumsuz bir gelişme olur.
Brexit örneği AB dışında kalmanın maliyeti hakkında herkese bir fikir verdi. Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin hukuksal temelini üyelik süreci oluşturur. Asya’dan Amerika’ya tüm dünya ekonomik aktörleri için Türkiye’nin çekim gücünde, AB ile mevzuat uyumu ve üyelik sürecinin güvencesi belirleyici etkenlerdir. AB ile müzakereler fiilen ilerlemese de süreç resmen kopmamalı, tam üyelik perspektifi korunmalı. Daha olumlu siyasal koşullar oluşana kadar gümrük birliği, güvenlik ve enerji gibi somut alanlarda entegrasyon devam etmelidir.”
Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı
ENFLASYON TAHMİNİ YÜZDE 9,8
TÜSİAD raporunda, “Yatırımların ise artan siyasi belirsizlikler, güvenlik sorunları ve küresel koşulların finansman maliyeti üzerinde yaptığı baskı nedeniyle zayıf seyrine devam etmesi beklenmektedir. Kamu harcamalarının Orta Vadeli Program’da (OVP) öngörüldüğü şekilde gerçekleşeceği varsayılmıştır. Bu durumda büyümeye buradan gelecek katkı sınırlı olacaktır.” denildi.
Raporda, daha sıkı mali ve para politikası, daha küçük ölçekli Kredi Garanti Fonu (KGF) programı ile 2018 yılında büyümenin bir miktar yavaşlayarak yüzde 4,5’e düşeceği tahminine yer verildi.
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) oldukça hızlı büyüyen Amerikan ekonomisinde beklenmeyen bir yavaşlama olmadığı takdirde 3 faiz artışı projeksiyonunu gerçekleştirebileceği, vergi indirimleri ve giderek ısınan iş gücü piyasasının da bunu destekleyeceği belirtilen raporda, “Bu durumda dolar cinsinden fonlama maliyetlerinde artış olacağını ve bunun TL üzerinde olumsuz yönde etki yapabileceğini değerlendirmekteyiz.” ifadesi kullanıldı.
Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 4,5 büyüyeceği, enflasyonun yüzde 9,8, işsizliğin ise yüzde 10,5 düzeyinde gerçekleşeceği öngörüsüne yer verilen raporda, hükümetin, uzun zamandır ajandasında olan ve OVP’de de belirtilen reform programını gerçekleştirmesi ya da bu yönde atılacak her türlü adımın büyüme ve yatırımları destekleyeceği bildirildi.
Raporda, 2018 yılında ihracatın 166 milyar dolar, cari açık işlemler açığının da yüzde 5,4 olmasının beklendiği kaydedildi.
TÜSİAD’IN İSMİ DEĞİŞTİRİLDİ (EŞİTLİK ADIMI)
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) 48. Olağan Genel Kurulu’nda isim değişikliğine gitti.
‘İşadamlar’ı kısmını İşinsanları olarak değiştiren dernek, kararı oy birliği ile aldı.
Derneğin kısaltması ise değişmeyecek.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.