25 Ağustos 2024 Pazar
Bu ana yakınmalara ek olarak uyku problemleri, sindirim sistemi bozuklukları ve psikiyatrik yakınmaların da eşlik ettiği hastalığın adı; Parkinson! Toplumda “titreme” hastalığı olarak da bilinen ve beyinde dopamin salınımın azalması nedeniyle ortaya çıkan parkinson yaşam kalitesini ciddi düzeyde etkileyebilen, kişiyi sosyal hayattan koparan ve başkalarına bağımlı hayat sürmesine yol açabilen bir hastalık. Genellikle 60 yaş üzerinde görülse de, yüzde 10 oranında 40 yaş öncesinde de ortaya çıkabiliyor. Parkinson hastalığında ilk tedavi seçeneğini ilaçlar oluşturuyor. Ancak bazı hastalarda ilaç tedavisi yetersiz kalabiliyor ya da yoğun yan etkiler gelişebiliyor. İşte bu durumda devreye “beyin pili” yöntemi giriyor! Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Gülşah Öztürk, bu yöntemin hastanın yaşam kalitesini artırıp, günlük hayata dönmesini sağladığına dikkat çekiyor.
İlaç tedavisinde sorun yaşanırsa…
Parkinson hastalığının günümüzde kesin bir tedavisi yok. Uygulanan tedaviler yarar sağlasa da hastalığı tümüyle ortadan kaldırmak mümkün olmuyor. Bu hastalığın başlangıç tedavisini ilaç tedavisi oluşturuyor. Seçilmiş hasta gruplarında ise cerrahi tedavi uygulanıyor. Cerrahi tedavide; beyin pili (derin beyin stimulasyonu ) ve beyne lezyon cerrahisi (ablatif yöntemler) olmak üzere iki seçenek var. Parkinson hastalığında, beyin sapında mevcut olan dopamin maddesinin üretim açığı ilaç tedavisi ile kapatılıyor. İlaç tedavisi mevcut şikayetlerin azalmasını sağlasa da hastalığın ilerlemesini önleyemiyor. Ayrıca bazı hastalarda ilaç dozu ile ortaya çıkan istemsiz kasılmalar gibi yan etkiler ilaç tedavisinin kullanımını kısıtlayabiliyor. Bu soruna çözüm de belli hasta gruplarında “beyin pili” ameliyatı oluyor.
Başkasına bağımlı yaşamaktan kurtuluyor.
Beyin pili yöntemi, istirahat halinde iken görülen şiddetli titreme nöbetleri, kaslarda katılık, harekete başlamada güçlük ve ilacın yan etkisine bağlı kasların istemsiz olarak kasılmalarının engellenmesi amacıyla uygulanıyor. Ayrıca ilaç dozunun düşürülmesine de imkan sağlıyor.
Beyinde özellikli bölgelere yüksek teknoloji kullanılarak ameliyat ile elektrod (elektronik çubuklar) tam doğrulukla yerleştirilerek beyindeki bozulmuş olan elektriksel aktivitenin düzenlenmesi ve hastanın normal bir yaşam sürmesi amaçlanıyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Gülşah Öztürk yöntemin faydalarını şöyle anlatıyor: “Ameliyatın ardından hastanın konforunu kısıtlayan titreme, yavaş hareket etme ve ilacın yan etkisi olan istemsiz kasılmalar azalıyor. Hastalar günlük ihtiyaçlarından ayakkabı bağlamak, gömleği iliklemek ve çay içmek gibi işlevleri kendileri yapabilir hale geliyor. Bazı hastalarda yazma becerisinde de düzelme olabiliyor. Günlük yaşama katılan hastalar böylelikle bir başkasına bağımlı yaşamaktan kurtulmuş oluyor.”
Cihaz vücut içine yerleştiriliyor
Ameliyat öncesi çekilmiş olan beyin MR görüntülemede, daha öncesinde belirlenmiş olan noktasal hedefe yönelik son teknoloji ile bilgisayar ortamında ameliyatın planlaması yapılıyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Gülşah Öztürk pilin beyinde yerleştirileceği hedef bölgenin hastanın mevcut şikayetine ve ek problemlerine göre ameliyat öncesi belirlendiğini belirterek yöntemin nasıl uygulandığını şöyle anlatıyor: “Lokal anestezi altında hastanın başına çerçeve yerleştirilip beyin tomografisi ile MR görüntüsü birleştirilerek hedefin koordinatları çok hassas bir şekilde düzenleniyor. Beyinde çekirdek denilen noktasal hedeflere saç kılı kalınlığında elektrot konulduğu için hata payının sıfıra yakın olması gerekiyor. Ardından hasta ameliyathaneye alınıyor ve lokal anestezi altında, depremde deprem uzmanlarının yeri dinlenmesi gibi mikroelektrodlar ile kayıtlar alınıyor. En iyi etkinin gözlendiği beyin bölgesine kalıcı 2 adet elektrot yerleştiriliyor. Sonrasında çerçeve çıkarılıyor ve hasta uyutularak beyne yerleştirilen elektrotlar uzatma kablosuyla cilt altından köprücük kemiğinin altına kalp pilinde olduğu gibi jeneratör mekanizmasıyla birleştiriliyor.”
Pilin ömrü genellikle 3-6 yıl oluyor
Beyin pili 3 ana parçanın birleşimi ile çalışıyor. Bunlar beyin içine yerleştirilen milimetrik elektronik çubuklar, kibrit kutusu büyüklüğünde güç kaynağı ve bu iki ana parçayı birleştiren uzatma kablosundan oluşuyor. Ameliyat sonrasında hasta takip edilerek beyne yerleştirilen elektrotların ayarlaması yapılıyor. Uzaktan kumanda benzeri bir cihaz yardımı ile hasta ve hekim tarafından beyin pili ayarları kontrol edilebiliyor ve en fazla verim alınabilen değerler ayarlanıyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Gülşah Öztürk, beyin pilinin kontrol edilebilir ve ayarlanabilir olması gibi önemli avantajlara sahip olduğunu belirterek, “Böylelikle hastanın en iyi fayda göreceği aralık dışardan kolaylıkla ayarlanabiliyor“ diyor. Pilin ömrünün ise hastanın durumuna ve uygulanan beyin bölgesine göre 3-6 yıl arasında değiştiğini belirten Dr. Gülşah Öztürk, “Pilin bataryası bittiğinde tekrar bir beyin operasyonuna gerek duyulmuyor ve pillerin göğüs bölgesinde cilt altına yerleştirilen kısmının operasyonla değiştirilmesi yeterli geliyor” diyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.